Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı ve geçerli nedene dayanılmadan feshedildiğini ileri sürerek iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine, başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde yasal haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesinde düzenlenen iş sözleşmesinin işveren tarafından işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece istek hüküm altına alınmıştır. Mahkemenin kısa kararında işe başlatmama tazminatı miktarının davacının dört aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu alacağın beş aylık olarak belirlendiğine dair hüküm kurulmuştur. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihadların Birleştirilmesi Büyük Genel Kurulunun 10/4/1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar, sayılı kararı gereğince bozma nedenidir. Mahkemece tefhim edilen kısa karar ile sonradan yazılan gerekçeli kararda işe başlatmama tazminatının miktarı yönünde çelişki açık olduğundan kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, temyiz nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.