Sanık C... D..."nın karşılıksız çek keşide etmek suçundan 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca 4433 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, anılan Yasanın 16/3. maddesi gereğince 1 yıl süre ile çek hesabı açtırmasının yasaklanmasına ilişkin Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.11.2006 gün ve 244-469 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 21.11.2011 gün ve 9217-9291 sayı ile;
“Sanığın yokluğunda verilen 07.11.2006 tarihli mahkûmiyet hükmünün 22.02.2007 tarihinde sanığa T.K 35’e göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanık müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 08.03.2007 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CYUY"nın 317. maddesi uyarınca reddine” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 29.12.2011 gün ve 85904 sayı ile;
“Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 07.11.2006 tarih, 2006/244 E, 2006/469 K. tarihli hükmü ile sanık Can Denktaşlı’nın yokluğunda 3167 sayılı Kanuna muhalefet suçundan 3167 sayılı Yasa’nın 16/1-3. maddesi uyarınca 4433.00 TL. adli para cezası ve 1 yıl bankalarda çek hesabı açtırmasının yasaklanmasına karar verilmiş, sanığın yokluğunda verilen bu karar T.K.nun 35. maddesine göre sanığa tebliğ edilmiştir. Sanık müdafii Av. Gökhan Uluhan tarafından temyiz istemini içeren dilekçe 22.02.2007 tarihinde Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere İzmir Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine ibraz edilmiş, Hakim tarafından havalesi yapılarak Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. Sanık müdafiinin temyiz dilekçesi 18.03.2007 tarihinde Kemalpaşa Asliye Ceza mahkemesince temyiz defterine kaydedilmiştir. Sanık müdafiinin temyiz tarihi dilekçenin İzmir Nöbetçisi Asliye Ceza Mahkemesine verildiği 22.02.2007 tarihidir.
Açıklamalar ışığında; Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 07.11.2006 tarih, 2006/244 E, 2006/469 K. sayılı hükmünün 22.02.2007 tarihinde sanığa T.K. 35’e göre, usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanık müdafiinde 22.02.2007 tarihinde temyiz inceleme başvurusunu yaptığı, inceleme isteminin süresinde olduğu gözetilmeden Özel Dairece sanık müdafiinin temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesi ile CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu sonucuna varılmıştır” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu’nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay C. Başsavcılığı ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Yoklukta verilen 07.11.2006 günlü hükmün 22.02.2007 tarihinde sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanık müdafiinin üzerinde hakim havalesini taşıyan temyiz dilekçesini Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere İzmir Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine 22.02.2007 tarihinde sunduğu, temyiz dilekçesinin Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesi hakimince 08.03.2007 tarihinde havale edilerek temyiz defterine kaydedildiği ve dosya içerisine konulduğu anlaşılmaktadır.
5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 310. maddesinde, genel kural olarak tarafların temyiz isteğinde bulunabilecekleri süre hükmün tefhiminden, tefhim edilmemişse tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlenmiştir. Temyiz süresi anılan maddenin 3. fıkrasındaki ayrıksı durum hariç olmak üzere, hükmün açıklanması sırasında hazır bulunanlar yönünden bu tarihte, yokluklarında hüküm verilenler yönünden ise gerekçeli kararın tebliği tarihinde başlar.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
22.02.2007 tarihinde sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmün, sanık müdafii tarafından mahkemesine gönderilmek üzere İzmir Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine sunulan 22.02.2007 havale tarihli dilekçe ile bir haftalık yasal süresi içerisinde temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında; sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu görülmektedir.
Bu nedenle, Özel Daire tarafından temyiz tarihi olarak, temyiz dilekçesinin Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere İzmir Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine sunulduğu 22.02.2007 tarihi yerine, Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesi hakiminin havale tarihi olan 08.03.2007 tarihi esas alınarak, sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olmadığından bahisle reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin sanık müdafiinin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABÜLÜNE,
2- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 21.11.2011 gün ve 9217-9291 sayılı temyiz isteminin reddi kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, temyiz incelemesi için Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2012 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.