Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/6091 Esas 2017/1056 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6091
Karar No: 2017/1056
Karar Tarihi: 13.02.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/6091 Esas 2017/1056 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Banka ile kefil arasında imzalanan bir sözleşmeye dayalı olarak bankanın takip başlattığı ancak kefilin kısmi itirazda bulunduğu ve davacının da itirazın iptali ve icra tazminatı talebiyle dava açtığı belirtilmektedir. Mahkeme, davacı bankanın alacağına ilişkin bilirkişi raporunda belirtilen tutarın davalının kefalet imzası bulunmayan sözleşmelerden kaynaklanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi incelemesi yapılmadan verilen kararın doğru olmadığına hükmederek kararı bozmuştur. Kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi         2016/6091 E.  ,  2017/1056 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili banka ile ... arasında 18.04.2013 tarihinde düzenlenen sözleşmeyi davalının kefil olarak imzaladığını,borçluların ödemeleri yerine getirmemeleri üzerine kendilerine ihtarname çekildiğini,buna rağmen ödenmeyen borç için borçlular aleyhinde ... İcra Müdürlüğü"nün 2015/1995 Esas sayılı takip dosyasında ilamsız takip başlattıklarını, davalının kısmi itirazı üzerine takibin 11.214,82-TL "lik kısmının durduğunu belirterek, haksız olan itirazın iptalini ve alacağın % 20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin babası ..."ın 18.03.2013 tarihinde 15.000,00-TL"lik taksitli kredisine kefil olduğunu,müvekkilinin Kazım Yılmaz"ın tüm borçlarından sorumlu olmadığını,bu nedenle 15.000,00-TL"lik kredinin bakiye miktarını kabul ettiğini,bir kısım taksitlerin ödendiğini,borcun takip miktarındaki kadar olmadığını,faiz oranlarının fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre davacı bankanın taksitli ticari krediden dolayı takip tarihi itibariyle 7.368,72-TL"si asıl alacak olmak üzere toplam 7.550,05-TL alacaklı olduğu,davalı ... "ın kabulünde olan toplam 8.374,20-TL"nin tespit olunan 7.550,05-TL banka alacağından fazla olduğundan bu alacak için itirazın iptaline karar verilmesinin talep olunamayacağı,dava konusu ticari kredili mevduat kredisi borcunun davalının kefalet imzası bulunmayan sözleşmelerden doğduğu ve bundan dolayı sorumlu tutulamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın kefilden tahsili istemiyle başlatılan icra takibinde itirazın iptali davasıdır. Dava konusu takibe konu yapılan 18.04.2013 tarihli kredi sözleşmesinde davalı kefilin imzası bulunmaktadır. Bu sözleşmenin 14.maddesinde daha önce asıl borçluya kullandırılan 26.11.2011 tarihli sözleşmeye atıf yapılarak ikinci sözleşmenin 2011 tarihli sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğu bildirilmiştir. Sözleşmedeki bu hüküm gereğince davalı kefil 2011 tarihli sözleşme uyarınca oluşan kredi borcuna 2013 tarihli sözleşmedeki limit dahilinde ve temerrüt hükümlerinden sorumlu olacaktır. Mahkemece açıklanan ilke uyarınca banka alacağının tespiti için banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.