12. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/7613 Karar No: 2014/11221 Karar Tarihi: 16.04.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/7613 Esas 2014/11221 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2014/7613 E. , 2014/11221 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 14/03/2013 NUMARASI : 2013/233-2013/357
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine mahkeme kararına dayalı olarak genel haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlu vekilinin, takip dayanağı ilamda müvekkili borçlunun vekili olduğu halde bizzat borçluya ödeme emri gönderilmesinin usulsüz olduğunu iddia ederek ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibin ilamsız olması ve takibin türüne göre de söz konusu itirazın icra dairesine yapılması gerektiği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlu vekilinin talebi, ödeme emrinin vekil yerine asile tebliğ edilmesine ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK.nun 16.maddesine dayalı şikayet niteliğindedir ve aynı maddeye göre de icra mahkemesince incelenip çözümlenmesi gerekir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Avukatlık Kanunu"nun 41. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda takibe dayanak yapılan İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi kararında borçlunun vekille temsil edildiği anlaşılmakladır. Bu durumda ödeme emrinin borçlu vekiline tebliğ edilmesi gerekirken doğrudan borçluya tebliği doğru değildir. Öte yandan vekile çıkarılmış usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası"nın 32. maddesinin somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu itibarla, borçlu asile gönderilen ödeme emrinin tebliği ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal süreler işlemeye başlamaz. O halde mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.