19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4357 Karar No: 2017/1226 Karar Tarihi: 16.02.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/4357 Esas 2017/1226 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafın müşterisi olan davacı hakkında icra takibi başlatılmış ve takip usulsüz olarak kesinleştirilmiştir. Davacı, senetlerin düzenlenme tarihinde reşit olmadığı ve imzaların annesi tarafından atıldığı iddiasıyla menfi tespit ve istirdat davası açmıştır. Mahkeme, dosya içeriğindeki belgelere uygun düşmeyen gerekçelerle davacının borçlu olmadığına karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davacının senetlerden borçlu olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ve hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermiştir. Kararda, Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'ndan bahsedilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi 2016/4357 E. , 2017/1226 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmasız, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ve davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili hakkında ... İcra Dairesi’nin 2012/4627 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığını, takibin usulsüz tebligat ile kesinleştirildiğini, takip konusu senetlerin düzenlenme tarihi olan 24.11.2009 tarihinde müvekkilinin reşit olmadığını, senetlerdeki imzaların annesi ... tarafından atıldığını, ancak müvekkili tarafından bu hususta annesine verilmiş bir vekâletname ya da yetki belgesinin bulunmadığını bu nedenle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, haksız icra takibi nedeniyle ödenen 75.137,39 TL’nin ödeme tarihi olan 25.11.2013 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan istirdadına ve % 40 oranında kötü niyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, senetlerin düzenlenme tarihi olan 24.11.2009 tarihinde adına vekâleten senet düzenlenen davacı ...’in dosyaya celp edilen nüfus kayıt örneğine göre 21.11.1992 doğumlu olup 17 yaşında olduğu, davacı tarafça kendisi adına vekâleten hareket eden ...’e verilmiş bir vekâletin bulunmadığı, takibe konu senetlerin usulüne uygun düzenlenmediği, bu sebeple davacının davalıya bir borcunun bulunmadığı, bu takip dolayısıyla icra tehdidi altında davalı tarafa 75.137,39 TL’nin 26.11.2013 tarihinde ödendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ödenen 75.137,39 TL’nin 26.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava konusu senetlerin düzenlenme tarihinde reşit olmayan davacıya vekaleten annesi olan ... tarafından düzenlendiği ve davacının annesinin davacıya vekaleten kambiyo senedi düzenleme yetkisini de içeren vekaletname vererek vekaleten senetleri imzaladığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Dava konusu senetler tereke borcu nedeni ile düzenlenmiş olup, mirasın reddedilmemiş olduğu anlaşıldığından dava konusu senetlerin düzenlenmesinde usulsüzlük bulunmayıp, davacının senetlerden dolayı borçlu olduğunun kabulü gerekirken, somut olaya ve dosya içeriğindeki belgelere uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.