14. Hukuk Dairesi 2016/15965 E. , 2019/6744 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından 02.06.2011 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, mirasbırakan ....’ye ait Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.07.1980 tarih ve 1980/639 Esas, 1980/620 Karar sayılı veraset ilamının iptali ile yeni veraset ilamının verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Kural olarak öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre, davada taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir.
Mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumlarının etkilenmesi söz konusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüş ise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılamadan sonra ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yönlendirilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi, hükmün de mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerekir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 20. maddesinde de, mirasın ölenin millî hukukuna tâbi olduğu, Türkiye"de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukukunun uygulanacağı, 2644 Sayılı Tapu Kanunu"nun 35. maddesinde ise, yabancı uyruklu gerçek kişilerin ancak karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde taşınmaz edinebilecekleri belirtilmiştir. Karşılıklılığın miras bırakanın ölüm günü itibarıyla aranması gerekir. Türk Yabancılar Hukuku"nun genel ilkelerinden olan karşılıklılık, uluslararası bir anlaşma ile tanınabileceği gibi, iç hukukta bir engel koymama biçiminde de gerçekleşebilir. Ancak karşılıklılığın belirlenmesinde en önemli nokta, idari karar veya özel kanunlarla Türk vatandaşları bakımından mülkiyet hakkının kısmen veya tamamen sınırlandırılıp sınırlandırılmadığı, bir başka deyişle fiili karşılıklılığın bulunup bulunmadığıdır. Yabancı ülke mevzuatında bir engel bulunmamakla birlikte, Türk vatandaşlarının o ülkede taşınmaz mal edinmeleri şu veya bu biçimde fiilen engelleniyorsa karşılıklılık bulunduğundan söz edilemez. Bunun yanında yabancı ülke mevzuatında taşınmazın bulunduğu yer bakımından, örneğin kıyı ve sınır bölgelerindeki taşınmazlarla ilgili olarak izne bağlılık ve yasaklamalar getirilmişse, bizim mevzuatımız bakımından engel olmasa dahi, kıyı ve sınır bölgelerindeki taşınmazların yabancı tarafından edinilebileceği de kabul edilemez. Bu hükümlerin taşınır mallar, alacak ve diğer haklar yönünden uygulanamayacağı, yabancı uyruklu mirasçıların hiçbir kayıt ve sınırlandırmaya tabi olmaksızın miras bırakanın Türkiye"de bulunan taşınır mallarını, hak ve alacaklarını miras yolu ile edinebilecekleri kuşkusuzdur.
Somut olayda davacı taraf, davayı hasımsız açmıştır. İptali istenilen ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/07/1980 tarih ve 1980/639 Esas 1980/620 Karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen ...‘nin 28.01.2005 tarihinde vefat ettiği nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır. Ölü mirasçı ...‘nin mirasçılık belgesi temin edildikten ve mirasçıları davaya dahil edilerek taraf koşulu gerçekleştirildikten sonra hüküm kurulması gerekirken taraf koşulu sağlanmadan hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş ve bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, davacılardan ...‘in Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı, diğer davacıların ise ... vatandaşı olduklarının anlaşılmasına karşın Adalet Bakanlığı’ndan miras bırakanın ölüm günü itibarıyla Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri ve... arasında miras yolu ile taşınmaz mülkiyetini edinme konusunda karşılıklılık bulunup bulunmadığının sorulması, gelecek yazı cevaplarının incelenerek miras bırakanın yabancı uyruklu yakınlarının mirasçı olup olamayacaklarının değerlendirilmesi gerekirken, bu hususun da göz ardı edilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 17.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.