Resmi belgede sahtecilik - resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/14318 Esas 2019/8688 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/14318
Karar No: 2019/8688
Karar Tarihi: 03.12.2019

Resmi belgede sahtecilik - resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/14318 Esas 2019/8688 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir kişinin resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından mahkumiyetine karar vermiştir. Ancak mahkemenin yargı çevresi dışında bulunan bir ceza infaz kurumunda hükümlü olan sanığın savunma hakkının kısıtlanması sebebiyle, hüküm yasaya aykırıdır. Ayrıca belgede sahtecilik suçu bakımından sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde belge aslının dosyada bulundurulması gerektiği, hangi mahkûmiyet hükmünün tekerrüre esas alındığının gösterilmemesi gibi yasal hatalar yapılmıştır. Sanığın temyiz talepleri kabul edilerek karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'in 196. maddesi: Duruşmadan bağışık tutulmak isteyen sanığın karar alınmadan hazır edilmemesi savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir ve hüküm buna aykırıdır.
- 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi: Mahkumiyet hükümlerinin tekerrür oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi için birden fazla mahkumiyet hükmü arasında en ağırı esas alınır.
- 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi: Kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak kabahatine dair madde.
11. Ceza Dairesi         2017/14318 E.  ,  2019/8688 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Hüküm tarihinde mahkemenin yargı çevresi dışında...Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü bulunan sanığa duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği sorulmadan ve bu hususta bir karar alınmadan, hükmün açıklandığı 28.10.2014 tarihli duruşmada hazır edilmeyerek 5271 sayılı CMK"nin 196. maddesine aykırı olarak hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması,
    2-Sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçu bakımından kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
    Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu da göz önüne alınarak, belge aslı getirtilerek duruşmada incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının gerekçeli kararda tartışılması, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,
    3-a)5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    b)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarih ve 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması hâlinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği; tekerrür oluşturduğu kabul edilen ilamda birden çok mahkûmiyet hükmünün bulunduğu gözetilmeden, hangi mahkûmiyet hükmünün tekerrüre esas alındığının gösterilmemesi,
    c)Mahkemece hüküm tefhim edilirken hüküm fıkrasına, 5271 sayılı CMK"nin 263/1 maddesi gereğince cezaevinde bulunan hükümlünün tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabileceğinin de yazılması ve bu hususun da tefhim edilmesi gerektiği halde, bu hususun hüküm fıkrasına yazılmamış olması,
    4-Sanık hakkında "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçu bakımından kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
    ... plakalı aracın durumundan şüphelenilerek kolluk kuvvetlerince yanına gidilmesi sonucu, araçta bulunan sanığın görevli polis memurlarına.... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini ibraz ettiği, polis merkezine götürüldüğünde gerçek kimliğini beyan ettiği ve bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapılması nedeniyle TCK"nin 206/1. maddesinde tanımlanan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.